Kasım
Aralık
 
EN TR

Tevazu
Print This Post

Tevazu, kibirin, hor görmenin, hükmetmenin, yok etmenin zıttı. Anlayışın, mütevaziliğin, hoşgörünün, saygının, yücegönüllülüğün eşi. İktidarın, zenginliğin, bilginin, güzelliğin getirdiği gücün ayrıştırma, ezme, hükmetme, yok etmeye götürmediği, insanın özünü unutmadığı bir yol tevazu. Tevazu güç sahibi olmak, ama bunu hükmetmek için kullanmamak… Tevazu söz sahibi olmak, ama bunu yok etmek için kullanmamak… Tevazu bilmek, ama bilmeyeni hor görmemek, kucaklamak… Tevazu doğayı çözümlemek, ama onun sahibi değil, parçası olduğunu bilmek…Tevazu zıtlıkları, farklılıkları görmek, buna rağmen sevmek, saymak… Doğayı, evreni, insanı eş görmek… Tevazu binyıllar boyunca İstanbul’un özüne işlemiş, geleneğine yerleşmiş kenti ve kültürünü tanımlayan bir kavram, bir erdem. İstanbul’un tasarım kültüründe, mütevazi sadeliği, oranları ve doğa ile uyumu ile kaynaşan, yüzyıllar boyu kenti biçimleyen bu anlayış, son yıllarda artarak küreselleşme, kapitalizm, tüketim kültürü kıskacında dönüşüyor, kentsel mekanda daha çok dev beton binalar, en büyük AVM’ler, en yüksek kuleler ile çoğalarak özünden çözülüyor, doğanın parçası olduğunu unutarak, ona hükmetmeye girişiyor. Serginin manifestosu kentin öz değerlerinden birisi olan tevazu. Doğa, insan ve evren ile birlik ve uyum öneren kavram, tasarım uygulamalarına yansıyan yönleriye irdeleniyor, genç neslin teknoloji ve tasarım araçlarını kullanarak ürettiği tasarımlar ile yeniden üretiliyor ve gelecek için bir öneri olarak tekrar sunuluyor.